30 Mayıs 2015 Cumartesi

Sabetaycılık





Sabetaycılığın kurucusu Sabatay Sevi

Sabetaycılık, 17. yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan Sabetay Sevi'nin kurucusu olduğu, onu Mesih kabul eden mistisizme ve Kabbala'ya dayanan inanç. 1920'lerin başından itibaren Sabetayist kökenli insanların çoğunun sekülerleşmesi ve büyük bir çoğunluğunun geleneklerini yeni kuşaklara aktarmaması nedeniyle Sabetaycılık yok olmaya başlamıştır.Ancak bazı yazar ve araştırmacılar Sabetaycılığın günümüze kadar devam ettiğini iddia etmektedir.

Tarihçe

Doğuşu

İspanya'dan kovulma ve doğu Avrupa'da yaşadıkları sıkıntılar üzerine baş gösteren bunalımlar sebebiyle Yahudiler kendilerine kucak açan Osmanlı topraklarına göç etmiş, aralarında Tevrat'ta bahsi geçen kurtarıcı son peygamber Mesih'in geleceği beklentisi yaygın bir hal almıştı. Bu yüzden 1626 doğumlu Sabetay Sevi 1648 yılında Mesihliğini ilan ettiğinde dünyadaki tüm Yahudiler arasında büyük bir yankı uyandırmıştı. 1,5 milyon kişiye ulaşan inananları onu sadece öğretmen, peygamber olarak görmüyor, belki bir tür tanrısal reankernasona da inanıyorlardı.  Yahudi din adamlarının büyük bir kısmı Sabetay Sevi'ye karşı çıkmıştır.
Sabetaycılığın dünyadaki Yahudiler yanında Hristiyanlar arasında da bu kadar büyük bir yankı uyandırmasının ana nedeni 1666 yılıdır. İnanca göre şeytanın sayısı olan yılda önce Deccal ortaya çıkacak ve sonrasında beklenen mesih dünyaya gelerek Deccal'ı öldürecektir. Bu nedenle Sabetay'ın mesihliği, 1665 yılında başka Yahudi bilginler tarafından da onaylanınca büyük gürültüler kopmuştur. 
Hristiyanlar beklenen Deccal'ın Sabetay olduğunu iddia ederek İsa'nın 1666'da gökten ineceğini ve Sabetay'ı öldüreceğini düşünerek büyük bir beklenti içine girmişlerdir. Sabetay'a inanan Yahudiler ise İsa'yı son Mesih olarak kabul etmediklerinden Kıyamet öncesi beklenen son Mesih'in Sabetay olduğunu düşünmüşlerdi.

Din Değiştirme

İzmirli hahamlar Sabetay Sevi'nin dinlerini bozduğu gerekçesiyle öldürülmesine karar verdiler, ama bu kararı uygulayamadılar ve onu Osmanlı sarayına şikayet ettiler. Osmanlı yönetimi en başta olaya ilgisizdi. Daha sonra Yahudi din adamlarının artan şikayetleri üzerine Sevi tutuklanarak Sultan IV. Mehmet'in huzuruna çıkarıldı. Sevi, Sultandan Mesih olarak tanınma talep etti, ayrıca İsrail toprağının kendisine vermesini de istedi. Sultan onu Çanakkale'de bir kaleye hapsetti. Faaliyetleri burada da devam eden Sevi'yi yine yahudi hahamlar Saray'a şikayet edince, Osmanlı bu talepler karşısında kayıtsız kalamadı. Ortaya çıkan kargaşayı gidermek ve işin esasını öğrenmek için Fazıl Ahmet Paşa, Sevi'nin derhal İstanbul'a gönderilmesini istedi.
Edirne sarayında, Sadaret Kaymakamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Şeyhülislam Minkarizade Yahya Efendi ve Padişah'in imamı meşhur Vani Efendi'den oluşan bir divan kuruldu. Padişah Sultan IV. Mehmet de divanı 'Kafes'ten' izledi. Divanda, Türkçe konuşamayan Sabetay için Padişah'ın hekimbaşısı, Yahudilikten dönme, asıl adı Moses Ben Raphael Abrabanel olan Hayatizade Mustafa Fevzi Efendi tercümanlık etti.
Divan reisi: – Karıştırmadığın halt kalmadı. Uyandırmadık fitne bırakmadın Sabetay Efendi. Haydi bakalım şimdi göster mucizeni!
Deyince Sabatay Sevi afallar. Ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırır. Mucize göstermesi beklenmektedir. Tercüman, mucizenin şeklini de anlatır: Sabatay soyunacak, vücudunu en maharetli okçular nişangâh yapacaklardır. Attıkları oklar vücuduna işlemezse o zaman Osmanlı Padişahı da onun mesih olduğunu resmi olarak tasdik edecektir. Çünkü Yahudiler, ona kılıç, ok, tüfek, kurşun işlemez, hatta onu ateş yakmaz, suda boğulmaz diye itikat etmektedirler.
Divan heyetinin teklifi karşısında Sabetay Sevi “Adiyo santo!” diye titremeye başlar. Teklifin dehşetinden beti benzi atar, artık her şey bitmiştir. Can havliyle son bir hamle yapar. Her şeyi inkâr eder. Ayrıca Mesihlik davasının bazı Yahudiler tarafından ortaya atıldığını, kendisinin asla böyle bir iddiada bulunmadığına dair yemin üstüne yemin çeker, teminat üstüne teminat verir. Dökmedik dil bırakmaz.
Ancak, ulema ve padişah bu cevaplardan tatmin olmaz. Bunun üzerine Hekimbaşı Hayâtîzâde (Terzizâde) Mustafa Fevzî Efendi, Sabetay'a Müslüman olma teklifi götürür. Önce Sabetay bunu kabule yanaşmaz. Ancak, Hekimbaşı, ona bunu kabul etmediği takdirde türlü, türlü işkencelerle öldürüleceğini Ladino diliyle uzunca anlatır. Sevi, dönme Hayatizade'nin tavsiyesi üzerine "can bedenden çıkmadıkça" diyerek kendisine söylenen kelime-i şehâdeti tekrarlar.
Divan huzurunda Müslüman olan Sabetay Veled-i Mordehay veya Sabetay Sevi, üzerine içoğlanlarına mahsus hamama gönderilerek gusül abdesti aldırılır ve kendisine Müslüman kisvesi kürk ve hil’at giydirilir. Aziz Mehmet Efendi adını alarak 150 akçelik bir maaşla sarayda üst düzey memur Kapıcıbaşı olarak göreve getirildi. Söylentiye göre divandan çıkan Sevi, elbisesi içerisinde sakladığı Can adlı beyaz güvercini serbest bırakarak "can bedenden çıktı" dedi ve çevresindekilere ettiği yeminin geçerli olmadığını söyledi. "Can bedenden çıktığı" için artık bu söze sadık kalması gerekmez. Yine de bu rivayetin doğruluğu çok azdır. Sabatay'ın abdest sonrasında eski kıyafetleri çıkartılıp değiştirildiğinden güvercini kıyafeti içinde saklayabilmesi veya divan'ın huzuruna yakın yerde kendisine güvercin verilmesi pek mümkün değildir. 
Sevi'nin Müslüman olması bütün Yahudi dünyasında şok etkisi yarattı. Hahambaşılık olayı sevinçle karşıladı ve Müslüman olan Sevi'yi dinden çıkmış saydı. Büyük çoğunluk onun Mesih olmadığına inanarak Ortodoks Yahudi inancına geri döndü, 200 ailelik bir topluluk ise İslamiyete geçerek onun yolundan gitti. Bunlar onun büyük bir hikmete binaen zahiren Müslüman olduğunu, Mesihliğinin bir gereği olduğu yorumunda bulunurlar. Polonyalı karısı Sara, Sara'nın kardeşi Jacob Kerido'da bu kervana katılır. Sara Fatma adını, Kerido'da Yakub adını alır.
Sevi, bu olayla taraftarlarına "Karanlık bir" dönemin başladığını ve bunu "Aydınlık günlerin" takip edeceğini söyleyip, aydınlık dönemin başlaması için karanlığın şart olduğunu dile getirir. [Sabetaycılar "Aydınlık Günler" gelinceye kadar gizlenmeye devem edeceklerdir.
Sevi dinden döndükten sonra bir süre Edirne/Hızırlık yakınlarında bulunan bir Bektaşi tekkesine devam etmiş. Bu tekke 1641-1642 yıllarında "şüpheli" bulunarak yetkililerce kapatılmış ancak IV. Mehmet tarafından zaviye olarak tekrar açılmıştır. Musevi kaynakları Sevi'nin Sûfîlik ve Bektâşîlikten etkilendiğini ve bu öğretileri Kabbala öğretisi ile harmanlayarak kendi öğretisine şekil verdiğini dile getirirler.

Sürgün

Bir süre Kapıcıbaşı olarak sarayda üst düzey memuriyette bulunsa da mesihî Yahudî inancına bağlılığının farkedilmesi üzerine Batı Trakya'ya sürülür. İbrahim Alaettin Gövsa, Sabatay Sevi isimli eserinin 68. sayfasında olayı anlatıyor: Sabatay Sevi'nin (Mehmet Efendi adı ve Müslüman kıyafeti ile) İstanbul’da yine eski müritlerinden bir kısmini toplayarak ayinler yaptığını, Girit seferinden dönen Sadrâzam Köprülü Fâzıl Ahmet Paşa'ya haber verdiler. Sadrâzam, kendisini çağırtır:
- <<Bu ne iştir? Sen hâlâ uslanmadın mı?>> diye tembih ettiği zaman Sabatay, ağız kalabalığına başladı ve meşhur olan kurnazlığı ile,
- <<Aman Sultânım! Ben birtakım akrabâmı, dostlarımı Müslüman yaptığım gibi bunları da dîn-i celîl İslâm’a celp ve dâvet etmeğe uğraşıyorum>> yolunda cevaplar verir.
Sadrazâm ona ihtar eder:
– Aklını başına topla. Müslümanım dedikten sonra yine çıfıtlığa başlarsan belânı bulursun.
Yine de bu sözlerle bir müddet takipten kurtulur.
Fakat aradan uzun bir süre geçmeden sadrâzamın adamları; Boğaziçi’nde Kuruçeşme’deki havrada Sabatay Sevi’yi müridleriyle beraber İbrânice duâ okurken yakalarlar. Artık hiçbir şeyi inkâr edecek gücü kalmaz, bütün foyası meydana çıkar. Bu hâdise üzerine İzmirli Sevi; kendisini unutturmak ve izini kaybettirmek için Kuruçeşme’yi bırakarak Kağıthane civarında ıssız bir köşeye çekilir. Fakat müritlerinin bir müddet sonra orada da etrafına toplanıp âyinler yapmaya devam ettikleri görülür.
İş, tekrar Sadrâzam'a haber verilince Fâzıl Ahmet Paşa kızdı ve onun, tek bir Yahudînin yaşamadığı Arnavutluk’un Ülgün kenti, Berat kasabasına sürülmesini emretti. Burada beş yıl yaşadıktan sonra ölür. Avram Galante'ye göre Berat'ta Müslümanlar tarafından, şehrin içinden geçen ırmağın kıyısında halen yeri bilinmeyen bir noktada toprağa verilir.
Sabetay'a inananlar; Mesih'lerinin ölümüne inanmazlar, onun göğe yükselmiş olup yeniden geleceğine dâir inançlarını sürdürürler. İnançlı Sabetaycılar, hâlâ belli zamanlarda deniz ve ırmak kenarlarına gelerek "Sabetay Sevi, seni bekliyoruz!" diye bağırma geleneğini sürdürmektedirler. "Kayıp Mesih" kitabının yazarı John Freely; bu kitabı yazdıktan sonra bazı Sabetaycılardan, hâlâ Sabetay'ın Mesih olduğuna inandıklarını ifade eden mesajlar aldığını belirtmiştir.
Sevi, dînî tefekküre ve teorik çalışmalarına Arnavutluk’ta devam etmektedir. Bu sıralarda Sabetaycılığın ana kaynağı olan kitaplar yazılacaktır. Olaylardan sonra Sevi, enerjisininin önemli bir kısmını İslâm’a ve Müslümanlara düşmanlık için harcar. Nathan Levi ise dîn değiştirmeden onu takip eder. Daha sonraları dîn değiştiren bir kısım Sabetaycıların, tekrar Yahudî dînine döndükleri bilinmektedir.
Şahsının isteği üzere Selanik şehri, kutsiyete kavuşur ve inananlar (maminim) buraya yerleşirler. İki yüz ailelik ilk Sabetaycı çekirdek toplum, işte burada kurulur.

Cemaat

Sabetay Sevi'nin İslam'ı kabul etmesi üzerine takipçilerinin büyük bir kısmı geleneksel Yahudiliğe geri döner. Sevi, kendisi gibi Müslümanlığı kabul eden takipçisi 200 aileden oluşan bir grup bağlılığını korur ve Selanik'e yerleşerek dış görünüşte Müslüman, gerçekte ise Sabetaycı-Yahudi olarak yaşamaya devam etti. Bu topluluk pratikte Zohar'a dayanan mistik bir yaşamı benimser, Yahudi inancını sürdürür, fakat resmen Müslüman milletine dahil olarak yaşarlar. Tarihte dinden dönenler anlamında 'Dönmeler' olarak adlandırılan cemaat böylece doğmuş olur. Bunların başında Gazze’li meşhur haham Nathan gelmektedir. Genç Nathan, yeni din yorumu ve Sabetay’ın fikirlerinin tanıtılmasında etkin bir rol oynamıştır.
Sabetaycılara göre Yahudiler kendi aleyhlerinde bir çifte standart içindedirler. Halbuki Yahudiler, Halaha’ya (Yahudi şeriatına) göre Müslümanlığı seçen Sabetaycıları dinden çıkararak doğru bir karar verdiklerine inanmaktadırlar. Gizli Yahudi olarak Sabetaycıların İspanyol konversolarından, marranolardan ve moriskolardan çok farkı var. 1391-1492 yılları arasında Katolik İspanya’sında zorla Hıristiyanlaştırılan yüzbinlerce Yahudi vardı. Ölüm tehdidiyle dinlerini değiştirmek zorunda kalmışlardı. Ama içlerinden pek azı - birkaç bin - bugüne kadar geleneklerini devam ettirip, inançlarını korumuşlardır.
Daha sonra gizli Sabetaycılar olarak adlandırılabilecek bir grup Yahudi de din değiştirmeden Sevi'ye inanacaktır.
Sabetayist, Dönme, vesaire adlar ile anılan topluluğun Müslüman görünen bir kısmı Selanik'in Yunanistan'da kalması ile, 1924 yılında yapılan nüfus mübadelesi sonucu Türkiye'ye göç etti. Yirmibeşbin kişilik bir cemaattiler. Selanikliler diye anılıyorlardı. Tarikat üyelerinin gizli kalmayı tercih etmesi haklarındaki pek çok bilginin spekülatif olmasına yol açmaktadır. Bugün gerçek sayıları ile ilgili resmi herhangi bir sayı bulunmamaktadır. Sayı konusundaki bilgiler spekülatif sayılmalıdır. Türkiye Musevî cemaati ileri gelenlerinden Harry Ojalvo'nun, 23-29 Mayis 1998 Tarihli Aksiyon dergisi'ne "Ülkemizde bir buçuk milyon Yahudi kökenli Türk vardır" demesi ile sayının 1,5 milyon civarında olduğu tahmin edilmiştir.
Sabetaycılar 19. yüzyıl'a kadar oldukça depolitik olarak varlıklarını sürdürdüler. Ancak bu yıllarda Osmanlı toplum yapısındaki değişiklikler kendilerini oldukça aktif kılmıştır. Özellikle İmparatorluğun geleceğinin tayini konusunda ortaya çıkan İttihat Terakki'de siyasi roller üslendiler. Nitekim bu dönemdeki çok önemli siyasi aktörlerin Sabetaycı kökenli olduğu söylenir.

Yemekler

İbadethane'lerinin ayrı, mezarlıklarının ayrı olmasının yanı sıra bu cemaat mensubu ailelerin zengin ve farklı bir mutfak kültürleri söz konusu. Esin Eden, Yunanistan’da İngilizce olarak yayınlanan "Bir Ailenin Yemek Kitabı" isimli eserinde, kendilerine özgü yemeklerden bahsediyor. Ritüellerin pek çoğu yemekle ilgili. Özellikle ilkbaharda yemek faaliyetleri düzenleniyor. Selanik yemekleri yeniyor. Burada temel nokta sofranın bereketi ve yemeklerin çeşitliliği. Bazı yemeklerin dinsel göndermeleri oluyor. Örneğin normalde et ve balık bir arada yenmez iken yılın sadece bir günü birlikte yeniliyor. Bu özel günlerden bir takvim sayesinde haberdar olunuyor. Toplulukta din işleriyle uğraşan kişilerce hazırlanıp ilgililere yollanan bu takvim, Yahudi takvimine benzemekle birlikte bazı değişiklikler gösteren bir çeşit ay takvimi.
Bir eğitim bir de mutfaktan hiç kesinti yapılmıyor. Mutfakta muhakkak bolluk olması esas! 'Yok' demek adeta yasak. Mesela evde pirinç azalmışsa 'Pirinç azaldı.' yerine 'pirinç bereket.' demeyi tercih ediyorlar. 

Evlilikler

Cemaat dışından izinsiz evlenenler aforoz edilir, böyleleri “Kararmış” diye anılır. Sabetaycıların kendi aralarında evlenmeleri, onlara has resesif özellikte genetik problemlerin doğmasına yol açmıştır.
Sabetaycılar'in Şemseddinzâde Osman Efendi taifesine mensup Ali Efendi'nin 18-20 yaşlarındakı kizi Râbia, Manastır'lı Hacı Feyzullah Efendi'ye kaçmış, dönmeligi bırakarak Müslüman olmak ve onunla evlenmek istedigini bildirmiştır. Israrlı girişimlere rağmen kızın babası Ali Efendi bu evliliğe razı olmamış, bunun üzerine durum Selanik Valiliği tarafından Babiâli'ye bildirilmiştir. Osmanlı Bakanlar Kurulu, 29 Aralık 1891 tarihinde yaptiğı toplantıda, kız babasının, bu izdivaca muvafakat vermemesine rağmen, kızın reşid ve kendi evliliğine karar verebilecek yaşta olduğunu gerekçe göstererek, bu evliliği onaylamış; ancak Selanik'te olaylar çıkmaması için genç çiftin ilk vapurla ve gizlice İstanbul'a getirilerek, evliliğin Selanik'ten uzakta yapılmasını istemiştir. 

Çocuklar

Çocuklara evlenme çağına kadar gizli hiçbir şeyden bahsedilmez. Bunun dışında sünnetler topluluktan bir doktora yaptırılıyor çünkü operasyon normalden biraz farklı oluyor.
Toplulukta eğitime de büyük önem verildiği edinilen bilgiler arasında. Hareketin mensupları arasında eğitime çok ağırlık verildiği biliniyor. Bütün çocuklara çok iyi eğitim verilmeye çalışılıyor. Bu durum geleneksel aile yapısının bir sonucu.

Sabatay Mezhepleri

Jacob Frank.
  1. Karakaşlar, Kuniosos
  2. Yakubiler
  3. Kapancılar ya da Kapaniler
Sevi’nin ölmesi/kayboluşu sonrasında Selanik’te yerleşen dini cemaat, çeşitli olaylar sonucunda farklı dini pratikleri benimseyen üç ana gruba/mezhebe/fraksiyona ayrıldı. Bu üç ayrı grup, mezhep taassubuyla, farklı yerlerde ibadet ediyor, kolay kolay kız alıp vermiyor ve hatta ölülerini bile aynı mezarlığa gömmüyorlar. Aralarındaki gizli rekabet ve husumet hala sürmektedir. Değişik adlar alan bu grupların nesl-i şerîf denilen en yüksek asil ailelere mensup birer reisi var. Bunlar, cemaat ihtiyarlarının reyleriyle seçilirler, ölünceye kadar bu mevkide kalırlar.
Sevi’nin kayınbiraderi olan Yakov Qerido’yu onun halifesi kabul eden Yakubiler, daha sonraları ortaya çıkan ve Mesihi ruha sahip olduğunu iddia eden Baruhya Ruso‘nun (Osman Baba, Osman Ağa, Osman Bevvap) hilafetine inanan Karakaşlar ve sadece Sevi’ye inanan Kapancılardır.
Osman Baba, Bektaşi tarikatında Dedelik derecesine kadar yükselmiş olup mezarı, Bulgaristan'ın Hasköy şehrinin güneybatısında bulunmaktadır.
Kapan'ın İbranicede İzmir’im anlamına geldiği söylenmektedir.
Kapancılar sakallarını, Yakubiler başlarını tıraş ederler. Fanatik Karakaşlar ise, sakallarını da saçlarını da traş etmezler. Jacob Frank’ın 1726-1791 (Jacob Leibowicz) kurduğu Frankistler de sabetaycı harekete olan benzerliklerinden dolayı not edilmelidir. Jakob Frank adındaki haham, 1759'da Polonya'lı Yahudilerin kitlesel vaftizini yaptırarak Hristiyanlığa döndürmüş. Bunların dış görünümü Hristiyan, gerçekte Yahudidirler. Frankistler, “günahın kurtarıcı gücü” olduğuna inanır. Bir vaazında, “Sizi gelmiş geçmiş tüm yasalardan, tüm töre, anane ve inançlardan kurtarmaya geldim,” diyor.

Sabetaycı Olduğu Söylenen Kişiler

Sabetaycı olduğu söylenen kişiler bu bilgileri hiçbir zaman doğrulamamıştır. Türkiye'de Sabetaycı olduğunu söyleyerek resmi makamlara Musevi olmak üzere başvuran Ilgaz Zorlu 1969 adında tek bir kişi bulunmaktadır. Resmi rakam bu nedenle bir kişidir. Yayınlanan listerin güvenirliği her zaman sorgulanmıştır. Bu listeler soyadı benzerliği, kişinin memleketi veya ecdadının memleketi, gömülen mezarlıklar, kişinin çevresi ve arkadaşlıkları, gittiği okullar, evlilikleri, Yalçın Küçük tarafından ortaya atılan isim kuralları onomastik gibi doğruluğu kolayca sorgulanabilecek ölçütlere göre hazırlanmaktadır.
İsim kuralları teorisine göre Türkiye’de Sabetay'cılar isimlerini belli kurallara göre seçmişlerdir:
  1. İbranice ile Türkçe arasındaki ses benzeşmelerini dikkate alarak
  2. Tevrat'ta geçen ismin Arapça ve Türkçe karşılığını alarak
  3. İbranice ve Türkçedeki aynı sessiz harflerden oluşan isimleri yakınsatarak
  4. Soyisimler, bir sonraki jenerasyonda isim olarak seçilerek
  5. Ladino ve Yiddish dilindeki Musevi isim ve soy isimlerin Türkçesi kullanılarak
  6. Tevrat’ta var olan isimlerin sonuna -zade, -gil, -han, -oğlu vb. ek getirerek

Sabetaycı Mezarlıkları

Sabetaycılar gerek ilk dönemde yoğun olarak yaşadıkları Selanik’te, gerek daha sonraları Türkiye’nin basta İstanbul olmak üzere İzmir ve Bursa gibi şehirlerine yerleştikten sonra ölülerini ayrı mezarlıklara defnetmeyi tercih etmişlerdir. Selanik’te mahalle olarak da diğer dinlere mensup insanlardan ayrı bir yerleşim düzeni kurmuşlardır. 1924 ahali mübadelesi gereği geldikleri Türkiye’de de belli merkezlere yoğun olarak ilgi göstermiş ve içe kapanık bütünlüklerini böylece korumaya çalışmışlardır. Ancak zamanla farklı mahalle ve şehirlere yerleşerek bir nevi fiziki asimilasyona uğramakla birlikte, cemaat yapılarını korudukları görülmektedir. 
İstanbul’da, Karakaşlar cemaatinin mezarlığı, Üsküdar Bülbül Deresi’nde yer alıyor. Sabetaycılığı sürdürme konusunda diğer cemaatlerden daha aktif olduğu belirtilen bu cemaatin mezarlık konusunda da hassas davrandığı görülmektedir. Bülbül Deresi Mezarlığı'nda az sayıda da olsa bazı Kapancıların yer aldığı belirtiliyor. Yakubiler ise Maçka’daki mezarlığa ölülerini defnetmektedirler. Yakubiler'in yoğun olarak İzmir’de yaşadıkları belirtiliyor. Kapancılar cemaatinin ise Feriköy Mezarlığı'nda satın almış oldukları ayrı bir bölüme ölülerini defnettikleri biliniyor. Sabataycıların mezar şekli ve taşlarının işlemesi tamamen farklı. Genellikle seramik üzerine çıkartma resim, bu mezar taşlarında yer alır. Yazıların üslubu da farklılık arz ediyor. Dikkat çeken nokta ise "Ey zair..." diye başlaması. Araştırmacı Salim Meriç'e göre bu mezarlar şekil olarak da dönem dönem farklılık arz etse de, kendilerine özgü Yahudi sembolleri, Jakin & Boaz sembolleri, Kabalistik semboller, akasya çiçek işlemeleri ve Müslüman mezarlarından farklı geometrik şekil vermeler dikkat çekmektedir.
'Sakladım söylemedim derdimi, gizli tuttum, uyuttum...' İstanbul'un Üsküdar, Bülbül Deresi'nde dik bir yokuşun başında yer alan, büyükçe bir mezarlığın içindeki mezar taşlarından birinin üzerinde yazılı bu sözler... Üzerleri fotoğraflı, kıbleye göre yerleştirilmemiş, ziyaretçilerinden dua veya fatiha istemediklerini yazı ile belirten mezarlardan sadece biri. Belki de Tevrat'daki "Mesih, bülbüllerin en çok öttüğü yere gelecek." ibaresinden seçtiler burayı kendilerine kabristan olarak. 

İnanç Ve Ayinler

Sabetaycılığın temel dini inanç kaideleri; Yahudiliğin mistik ekollerinden Kabbalistik metodun Levi yorumundan oluşmaktadır.
Selanik günlerinde bitişik nizam ve birinden diğerine kolaylıkla geçilebilen evlerde yaşayan bu cemaat efradının evlerinden birinde, yeşil abajurlu lambaların zayıf ışığıyla aydınlatılmış gizli toplantı yerleri vardi. "Kahal" denilen bu yerlerde "Payyetan" adı verilen din uluları tarafından dualar okunur ve "Ab-bet-din" denilen reisler tarafından vaaz edilirdi. Bu vaazlarda daima Sabetay'in adı yüceltilirdi. Hem bu mesihin hem Yakup Querido'nun günün birinde ümmetlerini kurtaracakları inanışı üzerinde israr edilirdi. Gerek ayinler ve gerekse ritüeller tamamen gizli tutulduğundan bilimsel araştırmalara kaynaklık edebilecek bilgileri elde etmek oldukça zordur. 

Sabetaycılık'ın Esasları

Selanikli bir Dönme yeleğini tamir ettirmek için bir terziye bırakır. Yeleğin cebinde İspanyol Yahudicesi ile yazılmış bir belgenin unutulmuş olduğunu gören terzi belgeyi Journal de Salanique'in yayın yönetmeni Sadi Levy'e gösterir. O da belgenin bir kopyasını hemen kaydeder. Belge, çok kapalı bir cemaat olan Dönmeler'le ilgili ele geçen ilk yazılı belgelerden biridir. Ve bu belge 1897 yılında Paris'te Şarkiyat Kongresi'nde tebliğ olarak sunulmuştur. (Bu tebliğin Türkçe metni için Tarih ve Toplum dergisinin 168. sayısında M. Dannon imzasıyla yayınlanan çevirisine bakılabilir)
Bu belgede maddeler halinde 'Sabetaycılık'ın gizli esasları ve gizli ritüelleri ile ilgili son derece açıklayıcı bilgiler bulunuyor. Selanikli Dönme'nin cebinden çıkan belge üç bölümden oluşuyor. Bunlar oruçla ilgili dualar, inançla ilgili esaslar, üçüncüsü ise Sabetaycı bayramlarına ilişkin esasları belirliyor.
  • Tek ve eşsiz olan ve onun dışında hiçbir benzeri mevcut olmayan yaratıcıya olan imanı korumaya itina göster.
  • Gerçek Mesih olan Mesih'ine inan; şanını artıran David'in soyundan gelen senyörümüz,
  • Kralımız Sabetay Sevi haricinde hiçbir kurtarıcı yoktur.
  • Ne tanrının ne de Mesih'in adına sahte yemin etme, zira senyörün adı ondan alınmıştır ve bu kutsal varlığa saygısızlık edilmez.
  • Tanrının ve Mesih'in adı geçtiği zaman saygı duyulur. Hemcinsine göre üstün olan doğası nedeniyle her kim olursa olsun ona saygı göstermelidir.
  • Mesih'in sırrını anlatmak ve incelemek için toplantıdan toplantıya koşuşturulmalıdır.
  • Onlardan ne kadar nefret ederse etsinler başka ulusların mensuplarını öldürmek için bile olsa kendi aralarında katil olamaz.
  • 16 Kislev günü herkes bir araya gelir ve herkes Mesih'le ilgili başkalarından duyduğunu ve Mesih'e olan inancın gizemi hakkında ne anladıysa yanındakilerine anlatır.
  • Zina onlar arasında hüküm süremez. beriya kuralı mevcut olsa bile, buna rağmen hırsızlar yüzünden tedbir almak gerekir.
  • Yalan şahitlik yapılmaz, mümin olmasalar bile hem cinsine yalan söylenmez ve birbirini ele vermek olmaz.
  • Türban inancı taşıyan birini, inandığı bir yer bile olsa, zorla bir yere sokulmaya izin verilmez, zira üstat mücadeleciler gurubuna ait bir kimse eksiksiz bir kalp haliyle ve istençli bir ruhla hiçbir şekilde zorlamadan kendiliğinden oraya girer.
  • Aralarında kıskançlık yoktur ve kendilerine ait olmayan şeyleri açgözlülük ve hırsla istemezler.
  • Kislev ayının 16'sındaki bayram büyük sevinçle kutlanır.
  • Kişiler birbirine karşı iyiliksever ve merhametli olmalıdır ve hemcinsinin istenci için kendi istenci gibi çaba sarf etmelidir.
  • Her gün gizlice mezamir okunmalıdır.
  • Her ayın doğuşu izlenmelidir ve ayın çehresini güneşle karşı karşıya gelmek üzere çevirmesi ve ay ile güneşin yüz yüze bakmaları için dua edilmelidir.
  • Türklerin gözlerini örterek gizleme adetlerine, Ramazan orucu tutmak için, ve keza kurban kesmek için sıkışmadıklarına dikkat edilmelidir. Gözün gördüğü her şey kusursuz olarak yerine getirilmelidir.
  • Onlarla evlilik sözleşmesi yapılmamalıdır.
  • Oğulların sünnetine itina gösterilmelidir ve bunu aziz halkın utancını kaldırmak için yapmalıdır. (Alaettin Gövsa, Sabatay Sevi, S.59-61)

Gmar Tikun felsefesi

Sabetayizm, "tikun (onarım) felsefesi" adını verdikleri bir felsefeye dayanırlar.
Tikun felsefesine göre, âlemin yaratılışında bir miktar tanrısal ışık (nur) kaynağına geri dönememiştir. Hatta, fizik dünyanın varlık sebebi de budur. Bu hapis kalan tanrısal ışıkların kaynağına dönmek ister ancak bunun için sıkışıp kaldığı 'vazonun' kırılması gerekmektedir. Bu felsefenin sahipleri, bu ışığın kurtarılması görevinin son kurtarıcıya verildiğini düşünmektedirler.
Konunun uzmanları fuhuş yaptığı bilinen bir kadınla Sevi'nin evliliğini de tikun felsefesine bağlarlar. Yazar Ilgaz Zorlu da eserinde 'serbest seks' dediği gelenekleri bu felsefeyle ilişkilendirir. Sabetay Sevi zamanında Yahudi yasalarının bazı temel kurallarının kaldırıldığını belirtilmişse de mesihin gelmesi ile beraber Tevrat hükümleri nin yeniden geri döneceğini söylemiştir.
Antinomian olarak adlandırılan düşüncede daha yüce bir iyilik için daha küçük günahlar işlemek serbesttir. Bu düşünce inananlarına; iyi-kötü, ahlaklı-ahlaksız, günah-sevap kavramları arasında geçiş yapma serbestisi tanımakta.

Okullar ve kitaplar

Haertz gazetesine göre Türkiye'deki yapılanma 12 gizli kabbalistik okulda eğitim görmüş, 50 Ogan (ruhani lider) dan oluşmaktadır. Sabetay Sevi’nin taraftarlarına inanç esasları olarak 18 maddelik bir nizamname bıraktığı çeşitli kitaplarda yer almaktadır. Okunan kitaplar 'Zohar', 'Sefer Bahir', 'Sefer Yetsira' ve Musa'nın Beş Kitabı'dır, ancak Talmud okunmaz. Çocukların okuduğu meşhur dualardan: "Beşamı barohya ilen Sabetay Sevi, ese Sabatay Sevi etena dalay mandos" her sabah okunur.

Bayramlar ve tatiller

Yılın çeşitli günlerinde ve her biri ayrı bir anlam taşıyan 10 tanedir.(Gövsa, Sabatay Sevi)
Bunların içinde en ilginci ise Mart 22’de yani baharın birinci gününde kutlanan Kuzu Bayramı. Bu kuzu bayramı hakkında Sabetay zümresi mensuplarından Karakaşzade Rüştü, 1924 tarihinde Vakit Gazetesi muharririne su izahatı vermişti: Kuzu bayramı 22 Adar’da (Mart) yapılır. Bu bayram geceye mahsustur. Her sene kuzu eti ilk defa bu bayram münasebeti ile ve hususi merasimle yenir. Bu merasimde en aşağısı ikisi erkek ikisi kadın olmak şartı ile evli dört kişinin bulunması lazımdır. Bu çiftlerin sayısı artırılabilir. Kadınlar iyi giyinmiş ve elmaslar ile süslenmiş oldukları halde sofra hizmetinde bulunurlar. Yemekten sonra biraz eğlenilir ve muayyen zamanda ışıklar söndürülerek karanlıkta kalınır... Bu bayram vesilesi ile doğacak çocuklar bir nevi kutsiyeti haiz tanınırlar. Ona 'Dört Gönül Bayramı' adı verilir. (Gövsa, Sabatay Sevi, S. 69)
İsrail’in ikinci Cumhurbaşkanı (1952-1965) olan tarihçi Itzhak Ben-Zvi (1884-1963), ”The Exiled and the Redeemed” adlı kitabında ”The Sabbateans of Salonica” başlıklı bir bölüme yer vermektedir. Bu eserde, Sabetaycı kökenli olup, Selanik’ten mübadeleyle gelerek İzmir’e yerleşen ve de gerçek anlamda ihtida eden Dr. İsmail Eden adındaki şahıstan öğrendiklerini nakletmektedir. Bu kişiye göre Sabetaycılık hareketi artık tamamen tarihe karışmıştır. Dr. Eden, ”eş değiştirme merasiminin” 1800’lerde Kapancıların lideri olan Derviş Efendi’nin Kabbalah ve Zohar’ı çarpıtarak yorumlamasıyla başladığını, 1870’lere kadar da (Sultan Abdülaziz dönemine dek) uygulandığını duyduğunu belirtmiştir. Fakat bu tarihten sonra Kapancılar zümresinde bu adete son verilmiştir.
Kısacası 1683-1800 ile 1870/1900 sonrası bu adet hiçbir Sabetaycı grupta (Yakubiler, Kapancılar, Karakaşlar) ya bilinmiyordu ya da uygulanmıyordu. Sabetaycıların kendilerine has 16 bayram ve ayini ayrı olarak, diğer Musevilerle müşterek birtakım bayram ve yortular da söz konusu. Bunlar, Yusuf Bayramı, Meyve Bayramı, Fecir Bayramı gibi isimlerle anılır. Ayrıca Sabetaycı her grubun da kendi içinde geliştirmiş olduğu bayramlar da var. Bunlardan Osman Ağa Bayramı en önemlilerindendir. Karakaşlar grubunun kurucusu Osman Aga, (daha sonra soyadı kanunu çıkınca bu aile fertleri Ogan soyadını almışlardır) için bu ritüel düzenlenir.
Bazı Sabetaycılar Ortodoks Yahudiler gibi, Şabat (cumartesi) günü iş yapmamak konusunda katı bir tutum sergilemektedirler.

Bilinen Sebatayistler'in başında gelen birisi de Dinç Bilgin'dir. Diğer bilinenler ise şöyle:

İŞADAMLARI:
A
A. Kozanoğlu,
Ali Balkaner,
Alp Yalman,
Armatör Sadıkoğlu Ailesi,
Ateş Ünal Erzin,
B
Boronkay,
Bezmen’ler,
C
Cem Boyner,
Ç
Çiftçiler Holding,
Çapa Ailesi (Çapamarka)
D
Dinçkök,
Demirağ Ailesi (Mehmet Nuri ve kardeşi Abdurrahman Naci)
Dilberler Mağazaları,
E
Eczacıbaşı,
Erdoğan Demirören,
Erol Aksoy,
Esenpen (Esen Özgener),
Erkut Yücaoğlu,
F
Feyyaz Berker (Tekfen),
Feyzi Akkaya (STFA),
G
Gorbon,
İ
İbrahim Ethem Ulagay İlaç,
İpar Ailesi,
K
Kazım Taşkent (Yapı Kredi),
Koç Holding,
Kutman Ailesi (Doluca Şarapları)
M
Mehmet Üstünkaya,
Manisalı Elginkan Ailesi (ECA),
Mustafa Taviloğlu,
Ö
Ömür Yoğurtları,
Öngüt’ler,
Öner Akgerman (Çimentaş),
Özgörkey Ailesi (İzmir Pepsi)
R
Refik Baydur,
Rumeli Holding (Uzanlar) ,
Raşit Özsaruhan (Metaş, Betontaş)
S
Selim Edes,
Sohtorik,
Ş
Şarık Tara- Şadi Gülçelik (ENKA),
U
Uğur Mengenecioğlu (UM Denizcilik),
Ulusoy Ailesi (Ulusoy Taşımacılık),
Y
Yaşar Holding,
Z
Zorlu Ailesi,


MEDYA-HALKLA İLİŞKİLER-REKLAM
A
Ali Kırca,
Altan Öymen,
A. Emin Yalman,
Ali Sirmen,
Ali Gevgili,
Adnan Düvenci,
Abdi İpekçi,
Aydın Sevgel,
Ali İhsan Göğüş,
Alev Coşkun,
Altan Erbulak,
Ali Ulvi,
Ali Baransel,
Argun Berker,
Ayla Selışık Tamar,
Ayşe Arman,
Aydın Boysan,
Ali Canip Yöntem,
Abdülkadir Yücelman,
Ali Naci Karacan
Aladdin Baydar (Fenerbahçeli ilk milli futbolculardan, gazeteci)
B
Bilgin Ailesi (Sabah, ATV)
Bekir Coşkun,
Bekir Kutmangil (Günaydın’ın öldürülen sahibi)
Bedii Faik,
C
Cengiz Çandar,
Cüneyt Ülsever,
Coşkun Kırca,
Can Ataklı,
Cenk Koray,
Canan Arıtman,
Cüneyt Arcayürek,
Cihat Baban,
Cüneyt Koryürek,
Cehdi Şahingiray,
Ç
Çetin Emeç,
D
Defne Samyeli,
Doğan Koloğlu,
E
Erkan Göksel,
Ecvet Güresin,
Emil Galip Sandalcı,
Ebuziyyad Ziya,
Ekrem Uşaklıgil,
Emine Uşaklıgil,
Erdal Atabek,
Eşfak Aykaç,
Enis Tahsin Til,
Ercan Arıklı,
Emre Kongar
Engin Baydar (Nazikioğlu, soyadını kullanmıyor- Türk Basın Birliği Başkanı idi)
Ertuğrul Soysal (Nail Keçili’nin üvey babası, eski İSO bşk,TİSK Kurucusu, Atlı Zincir'in sahibi)
F
Fikret Bila,
Ferai Tınç,
Faik Akın,
Füsun Özbilgen,
Fikret Otyam,
Fazıl Ahmet Aykaç,
G
Gülgün Feyman,
Güngör Mengi,
Güneri Cıvaoğlu,
Gündüz Vassaf,
Gündüz Kılıç (GS’li Baba Gündüz-Kılıç Ali’nin oğlu, Altemur Kılıç’ın kardeşi)
Gülçin Telci,
H
Hüseyin Cahit,
Hamdullah Suphi Tanrıöver,
Hamdi Nüzhet Çançar,
Halit Deringör,
Hakkı Tarık Us (gazeteci)
I
Işıl Özgentürk,
İ
İsmet Berkan,
İsmet Solak,
İsmail Hüsrev Tökin,
İsmet Binark: Yazar
K
Karacanlar
Kahraman Bapçum,
Kamil Masaracı,
L
Leyla Umar,
M
M. A. Birand,
Mehmet Ali Önel,
Murat Sertoğlu,
Murat Birsel,
Mecbure Canan Barlas,
Münir Berik,
Mekki Sait Esen,
Mahmut Ekrem Talu,
Muvaffak Talu,
Mükerrem Sarol,
Mithat Perin,
Murat Belge,
Muammer Yaşar Bostancı,
Mahmut Esat Bozkurt,
Metin Yalman (A. N. Sezer’in Basın Danışmanı)
N
Naim Tirali,
Nuri Çolakoğlu,
Necmettin Sadak,
Nezih Demirkent,
Nasuh Mahruki,
Necati Zincirkıran,
Nail Güreli,
Necmi Tanyolaç,
O
Orhan Koloğlu,
Okay Gönensin,
Osman Kavala (İletişim’in sahibi),
Osman Kapani,
Osman Saffet Arolat,
Osman Ulagay,
Oğuz Tongsir,
Orhan Erinç,
Oğuz Aral
Ö
Örsan Öymen,
Özcan Ergüder,
Ömer Madra,
P
Piyale Madra,
Pakize Suda,
R
Reha Muhtar,
Refik Erduran,
Ruhat Biliktan Mengi,
Recaizade Mahmut Ekrem,
Rasih Nuri İleri,
Rana Pirinççioğlu
S
Simaviler
Sedat Sertoğlu,
Sedat Ergin,
Seçkin Türesay,
Suphi Nuri İleri,
Sabiha Sertel,
Selim Ragıp Emeç,
Selçuk Erez,
Semih Poroy,
Semra Somersan,
Semih Balcıoğlu-
Ş
Şiar Yalçın,
T
Tahsin Öztin,
Talat Sait Halman,
Talay Erker,
Turhan Selçuk
Tekin Aral
U
Uzanlar
Uğur Dündar,
Umur E. Talu,
V
Vedat Nedim Tör,
Y
Yalçın Bayer,
Yılmaz Çetiner,
Yavuz Gökmen,
Yalım Eralp,
Z
Zekeriya Sertel,
Zeynep Göğüş,



Terakki Vakfı Okullarının Ünlü Mezunları

Ömer Madra, Ümit Meriç, Billurdeniz Seval (mankenlik ajansı sahibi), Gülçin Telci (gazeteci), Ali Nasuh Mahruki, Sedat Üründül, Reşit Emre Kongar, Barış Manço (10. sınıfa kadar Galatasaray Lisesi'nde okuyan Barış Manço babasının vefatının ardından, kendisi de bir Selanik göçmeni olduğu için Şişli Terakki Lisesi'ne geçerek oradan mezun olur), Şarık Hamza Tara, Halit Refiğ, İshak Alaton, Orhan Pamuk, Mazhar Efe Özal (1967 Ankara, Turgut Özal'ın oğlu), Yıldız Sertel, Mustafa Taviloğlu, Bekir Kutmangil, Prof. Dr. Can Gökdoğan, Prof. Dr. Aksel Siva, Doç. Dr. Umur Çorgar, Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, Berna Yılmaz, Sevda Sabancı, Erkut Taşkın, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, Fatoş Aslı Ural (Selçuk Ural'ın kızı), Lütfi Emin Karaosmanoğlu, Mine Kantel Yıldız, Özlem Savaş (Tv sunucusu, oyuncu), İdris Kavala, Ogün Uluç, Çiğdem Subaşı, Candan Şimşek, Muzaffer Sürmeli, Fehmi Saltık, Cem İlhan, Ahmet Adil Tunca, Zahit Aydın Göğüş, İnci Selçuk, İrem Kalkavan, Yahya Murat Demirel (1967 Isparta), Murat Arman, Deniz Çupi (İslam Çupi'nin oğlu), Ahmet Zorlu, Alara Bezmen (Halil Bezmen'in kızı), Çiğdem Sabancı (Erol Sabancı'nın kızı), Esat Murat Serezli (Metin Serezli'nin oğlu), Hasan Nuri Tanla (Bülent Hasan Tanla'nın oğlu), Mehmet Yalçıntaş (Nevzat Yalçıntaş'ın oğlu), Abdullah Zaimoğlu (Rasim Zaimoğlu'nun oğlu), Salih Yavuz Uluğ, Sabetay Varol, Mehmet Erdem Yarsuvat, Fatma Necla Balkır, Halit Refik Refiğ, Hayri Erdoğan Alkin, Ahmet Bali, Emin Yalçın Öktem, Hülya Uğur (Tv’de hava durumu sundu).



S a b a t a y L i s t



SİYASET
A
Ali Fuat Cebesoy,
Altemur Kılıç,
Ahmet Ağaoğlu,
Aydın Köymen,
Atilla Mutman,
B
Bülend Ulusu,
Bülent Akarcalı,
Bülent Tanla,
Besim Tibuk,
Behçet Bilgin,
Bahattin Yücel,
Bekir Sami Kunduh,
Besim Üstünel,
Burhan Özfatura,
C
(Mahmut) Celal Bayar,
Celal Tevfik Karasapan,
Cihat İren,
Cemal Madanoğlu,
Cemal Bardakçı,
D
Dr. Nazım,
Daniş Koper,
E
Emre Gönensay,
Ercan Karakaş,
Erdoğan Berktay,
Ercüment Konukman,
F
Fahri Korutürk,
Fuat Bulca,
Fatin Rüştü Zorlu,
Feridun Cemal Erkin,
Fahrettin Kerim Gökay,
Fethi Tevetoğlu,
(General) F. Türüng,
G
Gökberk Ergenekon,
Güneş Öngüt,
H
Hayrettin Erkmen,
Hüsrev Gerede,
Hasan Menemencioğlu,
Hasan Esat Işık,
Haluk Ülman,
Haluk Bayülken,
Hulusi Köymen,
Hızfı Oğuz Bekata,
İ
İsmail Cem,
İttihatçı Rahmi Bey,
İbrahim Deriner,
İlhan Öztrak,
İbrahim Deriner,
İhsan Gürsan,
İhsan Alyanak,
İrfan Özaydınlı,
K
Kemal Derviş,
Kılıç Ali,
Korel Göymen,
Kasım Gülek,
L
Lütfi Kırdar,
M
Mustafa Kemal,
Mehmet Ali Aybar
Mithat Şükrü Bleda,
Mehmet Ali Bayar
Maliyeci Cavit Bey,
Mükerrem Berk,
Muhittin Üstündağ,
Memduh Şevket Esendal,
Mekki Sait Esen,
Murat Sökmenoğlu,
Mucip Ataklı,
Muammer Çavuşoğlu
N
Naim Talu,
Nevzat Yalçıntaş,
Nazlı Ilıcak,
Nazım Hikmet,
Numan Menemencioğlu,
Neşet Akmandor,
Nihat Karaveli,
O
Osman Kapani,
Orhan Öztrak,
Osman Kibar,
Orhan Eren,
Ö
Ömer Seyfettin,
Ömer Lütfi Tunçay,
R
Ragıp Gümüşpala,
Rauf Orbay,
Reşat Fuat Baraner,
Reşat Muhlis Erkmen,
S
Sedat Celasun,
Suat Hayri Ürgüplü,
Sarp Kuray,
Sadrettin Celal Antel,
Suat Baban,
Sebati Ataman,
Selim Sarper,
Serbülent Bingöl,
Samet Ağaoğlu,
Sebati Ataman,
Selim Sırrı Tarcan,
Suphi Gürsoytrak,
Ş
Şükrü Sina Gürel,
Şükrü Kaya,
Şaban Karataş,
Şefik Hüsnü Değmer,
Şehabettin Kocatopçu,
T
Tansu Çiller,
Talat Paşa,
Turhan Kapanlı,
Turan Güneş,
Tevfik Rüştü Aras,
Tayfur Sökmen,
Tezcan Yaramancı,
Tunca Toskay,
Tayyibe Gülek
V
Vedat Nedim Tör,
Vedat Dalokay,
Vahit Halefoğlu,
Y
Yılmaz Ergenekon,
Z
Ziya Selışık,
Ziya Gökalp,
Zeki Baştımar,
Zeki Erataman,


BÜLBÜLDERESİ KABRİSTANINDA YER ALAN BAZI SOYİSİMLERİ

Sügüder, Dal, Dur, Dural, Zirh, Bozgeyik, Geyik, Asilbah, Alyot, Silan, Türkölmez, Aslantas, Tasan, Büyükol, Gülgöz, Özerdem, İsören, Cumali, Tavli, Tavasi, Tavil, Pakerman, Ceylan, Aslantas, Tör, Ertörer, Giray, Müftüoglu, Yigit, Samimi, Algan, Nazli, Simavi, Etel, Noyan, Darip, Alkas, Tabak, Soley, Bozok, Koronel, Noyanalpan, Güleryüz, Boratav, Refig, Varol, Yafet, Rasin, Medhi, Alav, Civaoglu, Düzel, Tezcaner, Fikrig, Ayral, Çirik, Türen, Pelin, Burç, Kuzekenani, Sunguroglu, Hizal, Harunoglu, Tatari, Zuvin, Kavrem, Sonad, Böke, Tomaç, Portakal, Akçam, Akyildiz, Kum, Mayor, Kerimol, Sözen, Azizoglu, Erzin, Açanal, Kolot, Atasayan, Kuday, Erpamir, Baç, İyitas, Kiykioglu, Dagsöz, Anak, Semi, Özin, Kunal, Seraç, Yalaza, Orik, Firat, Kuyumculu, Abdikoglu, Yakupoglu, İbrahimzade, Karaibrahimoglu, Talatpasaoglu, Özdemiroglu, Türkay, Ayaz, Özüren, Teksöz, Burduroglu, Keçeli, Kuyulu, Asaröz, Göçgil, Kaprali, Sönmez, Resimcioglu, Terzi, Koparal, Güdüm, Çandir, Dirim, Sarlak, Dogusoy, Elmastas, iriparlak, Korustan, Ökse, Çinardali, Altun, Altuntek, Altunel, Altuner, Altuntaş, Altuniş, Altunbay, Altunbaş, Çöloglu, Balin, Sadik, Geldigeçti, Çolak, Manyasli, Kadam, Eroyda, Tumanbay, Sinav, Batay, Yönder, Hoyi, Düzenli



ORDU:
A
Aytaç Yalman (KKK)
Ali Fuat Cebesoy,
Ali Fethi Okyar : İttihat ve Terakki Gen. Sekreteri, Cumhuriyetin İlk Millet meclisi Başkanı, 2. Başbakan, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Serbest Fırka Kurucusu, Yarbay, Büyükelçi
Abdurrahman Nafiz Gürman : Orgeneral, 4. Genel Kurmay Başkanı, Temsilciler Meclisi Üyesi
Asım Gündüz : Orgeneral, Garp cephesi Kurmay Başkanı, Milletvekili
Ali Hikmet Ayerdem : Korgeneral, Milletvekili (1923-1924)
Ali Nizami Paşa : Genelkurmay Başkanı (1881-1882)
Ali Saip Paşa (?- 1891) Serasker, Müşir, Tophane Nazırı, Vali
Ahmet Mazhar Paşa : (1824-1890) Vezir, Vali, Şehremini (Belediye Başkanı- 1881-1890)
Abdurrahman Sami Paşa :İlk Maarif Nazırı (1857-1860) Maliye Nazırı A. Suphi Paşa ile yazar Sami Paşazade Sezai’nin babası
Ahmet Eyüp Paşa :(1883- 1923) Müşir (1873) Rus Savaşı Komutanı (1878) Vali
Ahmet Ağaoğlu (Agayef) Ünlü Türkçü, (Samet Ağaoğlu’nun da babası. Mocan Yalısı’nın sahibi Şevket Mocan, ünlü bir sağcı, ünlü bir mason ve DP milletvekili Şevket Mocan’ın karısı Sara Hanım, Nazım Hikmet’in teyzesi. Çocukları Ayşe, Dündar Baştımar’la evleniyor, diğer çocuk Rüya da Samet Ağaoğlu’nun oğlu Mustafa Kemal Ağaoğlu ile evleniyor. Daha sonra da Rüya Hanım İlhan Nebioğlu’yla evleniyor ve Londra’da oturuyorlar. Kemal Derviş, Londra’ya gittiğinde bu evde kalıyor.)
Ahmet Vefik Paşa : 197. Sadrazam (Dahiliye Nazırı, Elçi, Ayan üyesi, Maarif Nazırı, Evkaf Nazırı, İlk Meclisi Mebusan Reisi , Vali, Tarihçi, YazarDr. Tevfik Rüştü Aras : Dışişleri Bakanı (1925-1938)tarihçeye tıklanırsa, bütün üylerinin Sabetaycı olduğu Selamet Locası içinde olduğu görülecektir. )
Akif Eyidoğan : Başbakan Yardımcısı, Milltevekili, Senatör, Vali; Demirel’in adamlarından.
Ahmet Rasim Paşa : Vezir, Bahriye Nazırı (1879-1891) Vali, İstanbul Şehremini
Ali Fuat Başgil : Hukuk Profesörü, Senatör,Cumhurbaşkanı Adayı
B
Bülend Ulusu,
Bekir Sami Günsav :Kur. Albay, Kuvayı Milliye ve Tümen Komutanı
C
Cemal Madanoğlu,
Cemil Topuzlu :Nafia Nazırı (1920) İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı, 1912-1914) ord. Prof. Dr. İlk Tıp Fakültesi Reisi (Kadıköy’de çok ünlü bir caddeye adı verilmiş)
Cafer Tayyar Eğilmez : Tümgeneral, Trakya Kuvayı Milliye Komutanı, milletvekili
D
Derviş İbrahim Paşa : (1817-1899) Serasker (Ordu Komutanı Vezir) Rumeli Komutanı, Bahriye Nazırı, Müşir (Mareşal) Vali
E
Ebulula Mardin Medeni Hukuk Profesörü, Osmanlı Mebusu, Kazasker Mardini, Adliye Nazırı, Yusuf Sıtkı’nın oğlu, Necmettin Kocataş’ın damadı (mezarları yanyana), ünlü Mardin sülalesinin büyüğü
F
Fahri Korutürk,
Fethi Tevetoğlu,
(General) F. Türüng
Fahrettin Rumbeyoğlu : Maarif Nazırı (1920) Tümen Komutanı, Müşir (Mareşal)
Fahri Engin : Amiral, Donanma Komutanı, Ulaştırma Bakanı (1941-1943)
Falih Rifkı Atay Mustafa Kemal’in prensi denen (Karacan gibi) gazetecilerden. Mina Urgan’ın üvey babası. Kemalizmin mihenk taşlarından.




SANAT DÜNYASI:
A
Abdülhak Hamit Tarhan,
Altan Erbulak,
Aziz Üstel,
Ayşe Kulin,
Ayten Gökçer,
Aliye Berger,
Azra Erhat,
Ayten Alpman,
Ayşe Gencer,
Attila İlhan,
Ajda Pekkan,
Ali Rıfat Çağatay,
Ali Uras,
Arsen Gürzap,
Aysel Gürel,
Ahmet Adnan Saygun,
Alpay,
Arif Mardin,
Ahmet Ertegün,
Aziz Basmacı,
Asuman Tuğberk
Ahmet Say
B
Bülent Ersoy,
Bülent Fenmen,
Bora Gencer,
Barış Manço,
Bülent Ortaçgil,
Bülent Tarcan,
Behzat Butak,
C
Cüneyt Gökçer,
Cem Davran,
Celal Sahir Erozan,
Cenk Eren,
Cem Mansur,
Can Gürzap,
Cemil İpekçi,
Cüneyt Tanman,
Ç
Çolpan İlhan,
Çetin Tekindor,
Çiğdem Talu,
D
Duygu Aykal,
Doğa Rutkay,
Derya Alabora,
Deniz Gökçer,
E
Erman Kunter,
Enis Fosforoğlu,
Erdem Buri,
Emin Ongan,
Engin Noyan,
Eser Noyan,
Erkan Özerman,
F
Filiz Ali Lazlo,
Fazıl Say,
Füreyya Koral,
Faiz Kapancı,
G
Gönül Yazar,
Günseli Başar,
Gürer Aykal,
H
Hüseyin Kutman,
Haldun Dormen,
Halikarnas Balıkçısı,
Halit Ziya Uşaklıgil,
Halit Refiğ,
Hüseyin Saadettin Arel,
Hande Ataizi,
Hüseyin Baradan,
Hulusi Kentmen,
I
Işıl Yücesoy,
İ
İdil Biret,
K
Kerem Alışık,
Kenan Kalav,
Köksal Engür,
L
Levent Kırca,
Leyla Saz,
Leyla Gencer,
Levent Yüksel,
M
Müşfik Kenter,
Mustafa Alabora,
Mehmet Ali Alabora,
Mehveş Emeç,
Munis Faik Ozansoy,
Mehmet Ali Erbil,
Mete İnselel,
Muazzez Tahsin Berkant,
Müjde Ar,
Mehtap Ar,
Melih Kibar,
Mısırlı İbrahim,
Mahmud Celalettin Paşa,
Mustafa Altıoklar,
Meral Orhonsay,
Mehmet Fehmi Tokay,
Mükerrem Berk,
Melike Demirağ,
Mithat Fenmen,
Metin Serezli,
Metin Erksan,
Muzaffer İlkar,
Metin Bükey,
Mustafa Denizli,
Murat Özaydınlı,
Meltem Hakarar,
Muhip Arcıman,
N
Neşe Erberk,
Nevra Serezli,
Nisa Serezli,
Nermin Bezmen,
O
Orhan Pamuk,
Oya Başar,
Orhan Gencebay,
Osman Nihat Akın,
Oya Küçümen,
Okan Karacan,
Okan Bayülgen,
Oktay Rifat,
Ö
Ömür Göksel,
Özlem Savaş,
Ömer Karacan,
P
Peride Celal,
Pakize Suda,
Perran Kutman,
R
Rutkay Aziz,
Reşat Nuri Güntekin,
Renan Fosforoğlu,
Refik Kemal Arduman,
Refik Talat Halman,
Rakım Elkutlu,
Rüçhan Çamay,
S
Sevgi Soysal,
Saltuk Kaplangı,
Samim Değer,
Semiramis Pekkan,
Sibel Egemen,
Selahattin Pınar,
Selanikli Ahmet Efendi,
Suna Kan,
Semiha Berksoy,
Sertap Erener,
Selin Dilmen,
Selin Toktay
Samih Rifat,
Ş
Şinasi,
Şerif İçli,
Şekip Memduh,
Şanar Yurdatapan,
Şemsi İnkaya,
T
Tarkan,
Turgut Boralı,
Turgut Demirağ,
Tülay German,
Talat Artemel,
Tuncel Kurtiz,
Tuğrul Dağcı,
U
Uğur Akdora,
Ulvi Cemal Erkin,
Ü
Ümran Baradan,
Ülkü Kuranel,
Y
Yıldız Kenter,
Yusuf Atılgan,
Yakup Kadri Karaosmanoğlu,
Yasemin Kozanoğlu,
Yıldırım Gencer,
Yesari Asım Arsoy,
Yıldız Sertel,
Yasemin Baradan,
Yasemin Kumral,
Z
Zeki Müren,
Zeki Alasya,
Zeliha Berksoy,
Zihni Küçümen,


Aradığınız ismi yazınız








G
Giritli Sırrı Paşa : Hekim İsmail Paşa’nın daması, şaire Leyla Saz’ın eşi. (İsmail Hakkı Arar yani 12 Mart’ın Bakanı, Mustafa Kemal’in hekiminin, ölüm raporunu doktorun oğlu oluyor. Dedesinin ismi Mehmet Ali Ayni. Babaannesi Feride Hanım. Babaannesinin babası Giritli Sırrı Paşa. Giritli Sırrı Paşa’nın diğer çocuğu ünlü mimar Vedat Tek. Vedat Tek’in karısı Firdevs Dino. Giritli Sırrı Paşa’nın kardeşi Mustafa Nuri Bey, yani Rasih Nuri İleri’nin dedesi. Ali Neyzi, Nezih Neyzi, İsmail Arar da Sırrı Paşa'nın kızları tarafından torunlarından birkaçıdır
Aynı ailenin diğer kolları: Talu, Dino, Aybar, Madra, Aybar, Cebesoy, Ran)
H
Hüseyin Hüsnü Paşa (1829-1894) Serasker, Müşir, Vali
Hasan Hüsnü Çakır : Ticaret Bakanı (1938-1941), Milli Savunma Bakanı (1948-19509, Milltevekili
İ
İngiliz Mehmet Sait Paşa : İngiltere’de okuduğu için İngiliz deniyor. Müşir, Vali, Rasathane Müdürü
İbrahim Ethem Paşa : (1850-1926) Vezir
İsmail Müştak Mayokan : Yazar, milletvekili, Ermeni Kırımı Malta Sürgünü
İbrahim Sarım Paşa : (1801- 1853) 182. Sadrazam
İbrahim Hayrullah : Adliye Nazırı (1913-1915) Ermeni Kırımı Malta Sürgünü, Şeyhülislam Pirizade M. Sahip ile F. Hayrunisa’nın torunu
K
Kazım Paşa : (1839- 1936) Müşir (Mareşal) Ordu Komutanı, Vali, Plevne Gazisi, Vali; Sadrazam Esat Paşa’nın kardeşi
L
Lütfi Kırdar : Sağlık Bakanı (1957-1960) Milletvekili, İstanbul Vali ve Belediye Başkanı (1938-1949)
M
Memduh Tağmaç: Orgeneral, 13. Genelkurmay Başkanı (1969-1972) daha önce Kara Kuv. Komutanı
Muzaffer Göksenin : Orgeneral, Hava Kuv. Komutanı (1950-1953), Büyükelçi
Mehmet Sırrı Üke: (1886-194449 Selanikli, Tümgeneral, Tümen Komutanı, Milletvekili
M. Sabri Toprak : Tarım Bakanı (1925-1927), Milletvekili, Osmanlı Mebusu, Ermeni Kırımı nedeniyle Malta Sürgünü
Mürsel Bakü : Tümgeneral, İzmir’e giren Süvari Komutanı, Malta Sürgünü, Milltevekili
Macar Mehmet Hamdi Paşa : (1828-1896) Müşir
Mahmut Ethem Paşa (1830-1886) Müşir, Ayan Üyesi, Kaptanı Derya M. Ali Paşa’nın oğlu
Lofçalı Derviş İbrahim Paşa :(1817-1896) Müşir (1862), Serasker (1876) Dahiliye Nazırı,, Vali Rumeli Komutanı
M. Sabri Paşa (?- 1879) : Cihan Seraskeri, Müşir, Tophane Nazırı, Ticaret Nazırı, Vali
Manastırlı Salin Faik : Mutasarrıf, Divan Şairi
Mustafa Saffeti Ziya : Maliye Nazırı, Yazar, Protokol Genel Müdürü, Musa Saffeti Paşa’nın torunu.
Mehmet Emin Yurdakul : Türkçü Şair, Vali, Osmanlı Mebusu, Milletvekili, Bahriye Nezareti Müsteşarı
M. Emin Çınar: Tümgeneral, İstiklal Savaşı Kahramanı, Tümen Kurmay Başkanı
Mehmet Esat Bülkat Paşa: Ordu Komutanı, Bahriye Nazırı, Korgeneral, Vehip




AKADEMİSYEN-
ÜNİVERSİTE-İLİM
A
Ali Doğramacı (Bilkent Rektörü)
Aykut Barka,
Asaf Savaş Akat,
Aydın Aybay,
Ali Fuat Berkman
Ali Fuat Başgil,
Ali Yar :Yazar, matematik Ord. Profesörü, Fen Fakültesi Dekanı
A.Korhan Binark: Dr, Marmara Üniversitesi
Ayhan ÇAVDAR (TÜBA Kurucu Üyesi)
AHMET TANER KIŞLALI
B
Bülent Berkarda,
Bülent Tanör,
Bedri Ruhselman,
Bülent Daver,
Bedii Şehsuvaroğlu,
Bülent Tarcan,
Burak ERMAN (TÜBA Kurucu Üyesi)
BÜLENT BARADAN
BERNA MORAN
C
Celal ŞENGÖR (TÜBA Kurucu Üyesi)
Celal Göleli,
A.M. Celal Şengör,
Celal Esat Arseven,
Cemil Sena Ongun,
Cemal Arkon,
Cihat İren,
CEMİ DEMİROĞLU
CEMİL TOPUZLU (Tıp Prof. İstanbul Belediye Bşk)
Ç
Çağlar Keyder,
Çetin Özek,
Çiğdem Kağıtçıbaşı,
Çiğdem KAĞITÇIBAŞI (TÜBA Kurucu Üyesi)
D
Duygun Yarsuvat,
E
Ender Berker
Erdoğan Alkin,
Emre Kongar (medyada var aslında)
Enver Ziya Karal
Erdoğan ŞUHUBİ (TÜBA Kurucu Üyesi)
Engin BERMEK (TÜBA Kurucu Üyesi)
F
Fatmagül Berktay,
Faruk Erem,
Fahir Erman,
Faik Reşit Unat,
Feza Gürsey,
F. Mutlu Binark: Dr., Gazi Üniversitesi
Fahri Arel
FETHİ İDEMAN (Rektör)
G
Gazi Yaşargil,
H
Hamdi Peynircioğlu,
Halil Berktay,
Hayrullah Örs,
Haluk Şehsuvaroğlu,
Hamit Dilgan,
Hüsnü Göksel,
Hasan Boduroğlu,
Hasan Tahsin Ayni,
Hasan Köni ,
HULUSİ BEHÇET (Behçet hastalığını bulan, soyadını Atatürk verdi, Aşiyan)
HURŞİT GÜNEŞ
İ
İhsan Doğramacı,
İlter Turan,
İlhan Lüten,
İbrahim Necmi Dilmen,
İbrahim Hoyi,
İSMET HİKMET ERTAYLAN
İlhan Tekeli
K
Kemal Gürüz,
KERİM ERİM
KADRİ RAŞİT ANDAY (Tıp Prof.,Melih Cevdet'in babası, Eczacı Mehmet Raşit Paşa'nın oğlu, Aşiyan)
L
LEYLA NEYZİ
M
Murat Belge,
Mehmet Kiciman,
Mete Tunçay,
Mustafa Hulki Erem,
Macit Gökberk,
Metin Özek,
Mustafa Santur,
Münci Kapani,
Mina Urgan,
Muvaffak AKBAY (eski Ankara Hukuk Fakültesi Dekanı, şarkıcı Hümeyra’nın babası)
Mustafa Hulki Erem,
Metin HEPER (TÜBA Kurucu Üyesi)
Murat SERTEL (vefat etti- TÜBA Kurucu Üyesi)
MUAMMER AKSOY
MAZHAR OSMAN USMAN (UZMAN)
N
Nilüfer Göleli,
Nermin Abadan,
O
Orhan Alsaç,
Orhan Aldıkaçtı,
Ö
Ömer Lütfü Barkan,
Ömer İrdelp,
ÖZDEMİR NUTKU (Sevgi Soysal'ın ilk kocası)
R
Reşat Garan,
Ratip Berker,
Razi Bel,
Reşat Kaynar,
Reşat D. Tesal,
Rona Aybay,
REHA OĞUZ TÜRKKAN
S
Sulhi Dönmezer,
Sıddık Sami Onar,
Sahir Erman,
Süheyl Ünver,
Selçuk Erez,
Selahattin Tandal,
Suphi Ziya Özbekkan,
Sami Gönensay,
SENCER AYATA
Ş
Şerif Mardin
T
TAHİR TANER (Hukuk Fak. Dekanı, Neşet Paşa'nın damadı)
TOKTAMIŞ ATEŞ
U
Uğur Alacakaptan,
Ufuk ESİN (TÜBA Kurucu Üyesi)
Ü
Üstün Ergüder,
V
Vehbi Eralp,
Y
Yavuz Abadan,
Yavuz NUTKU (TÜBA Kurucu Üyesi)


Feyziyeliler Işıklılar Derneği Yönetim Kurulu

Nuretdin ERTÜRK Yön. Kur. Bşk
Gökay DALOĞLU Yetkili BaşkYar
İnci DENİZCİ Genel Sekreter
İnanç AKALIN Org Sor.Başk.Yar.
Enver ÜNSAL Işıkev Sor. BşkYar
Ahmet ÇINAR Üye Sor. Bşk.Yar.
Çelik ÖZBİLEK Sayman
Batuhan ALİOĞLU Veznedar
Sinem ÇELEN Asil Üye
Emel FIRAT Asil Üye
Hülya OLGUNER Asil Üye
Azra BAYRU Yedek Üye
Eda DALOĞLU Yedek Üye
Emre MUTLUAY Yedek Üye
Önder KUYUMCU Yedek Üye
Cahit DEDEOĞLU Yedek Üye
Erhan TUNCER Yedek Üye
Sabiha GÖNCÜ Yedek Üye
Yenal DOĞAN Yedek Üye
Beste SİLAHÇI Yedek Üye
Ömer ŞAMLI Yedek Üye
Necmi DALMAN Denetim Asil
Hayri ÇINAR Denetim Asil
Burak KARACIK Denetim Asil
Bahri ALATLI Denetim Yedek
Eren ATAMAN Denetim Yedek
Murat ÖZTÜRK Denetim Yedek
Fahir GÖK 1999-2001 Geçmiş Dönem Başkanı



Paşa’nın (Mustafa Kemal’in Çanakkale’deki komutanı) kardeşi
Mehmet Celalettin Paşa : Maarif Nazırı, Bahriye Nazırı
N
Nurettin Baransel : Orgeneral, 6. Genelkurmay Başkanı (1954-1955), Kara Kuv. Komutanı,
Necdet Uran : Oramiral, 5. Deniz Kuv. Komutanı (1961-1968) Büyükelçi
Nazmi Topçuoğlu : Ticaret Bakanı, Milltevekili
Nazif Kayacık : Tümgeneral, Tümen Komutanı, İstiklal Savaşı Kahramanı
Nejat Şirel: Heykeltraş, Mustafa Kemal’in çoğu heykelini yapan kişi, Güzel sanatlar Akademisi Müdürü, Ressam Avni Lifij’in kayınbiraderi
Neşet Ömer İrdelp: İç Hastalıkları Profesörü, binbaşı, yazar, Istanbul Üni. Rektörü (1933), milletvekili (1934) Antropoloji Enstitüsü Kurucusu, Mustafa Kemal’in özel hekimi
Necmettin Molla Karataş : (1875-1949) Asdliye Nazırı, Osmanlı Mebusu, vali, Şeyhülislam Turşucuzade A. Muhtar’ın oğlu, Ebulula Mardin’in kayınpederi
Nazım Nabizade: (1862-1893) Kur. Yüzbaşı, Harp Okulu Öğretmeni, şair-yazar
O
Osman Nuri Tufan : (1886-1944) Tümgeneral, Alay Komutanı
Orhan Seyfi Orhon: Beş Hececiler Şairi, gazeteci- yazar, milletvekili (1946-1950)
Ö
Ömer Fahrettin Türkkan : Korgeneral, I. Dünya Savaşı’nda Kork. Komutanı, Medine Müdafaii, Büyükelçi; General selim Türkkan ile General Orhan Türkkan’ın babasıdır.
P
Pirizade Mehmet Sakıp Molla: 119. Şeyhülislam, Kazasker, Ayan, Mevlevi,, Tarihçi Hayrullah’ın damadı, Abdülhak Hamit’in eniştesi (eşi Feriköy’de gömülü), Adliye Nazırı İbrahim Hayrullah’ın babası
R
Rauf Orbay,
Ragıp Gümüşpala : Orgeneral, 10 Genel Kurmay Başkanı Adalet Partisi ilk Genel Başkanı, milltevekili
Recep Paşa (1842-1908) : Müşir (1884), Harbiye Nazırı (1908)
Rıza Tevfik Bölükbaşı Filozof sanlı hekim, mebus, Maarif Nazırı (1918-1919) , döneminin bütün Mason Locaları’nın en büyük üstadı azamı
S
Sedat Celasun,
Suphi Gürsoytrak,
Sadık Aldoğan : Tümgeneral, Milletvekili, Temsilciler Meclisi Üyesi, Millet Partisi Kurucusu
Sabri Paşa (?- 1879) Vezir, Zaptiye Müşiri, Rusumat Emini
Seyyit Bey : (? İzmir- 1924) Adalet Bakanı (1923-1924) Osmanlı Mebusu, Ayan Üyesi, Hukuk Profesörü
Selahattin Adil Pasanoğlu : İstiklal Harbi’nde Tümgeneral, Ordu Komutanı
Seyit Ali Paşa: ( ?- 1826) 171. Sadrazam , Sadrazam M. Reşit Paşa’nın eniştes
Ş
Şükrü Kanatlı Orgeneral: Kara Kuv. Komutanı (1951-1954) Jandarma Genel Komutanı (1947-1949)
Şemsettin Sami Franşeri GS Kurucusu Ali Sami Yen’in babası
Şakir Kesebir İktisat Bakanı (1929-1930) (1937-1938) , Milletvekili, Çocukları Şişi Terakki mezunu. CHP Edirne Milltevekili Erdal Kesebir’in dedesi
T
Tahsin Demiray : Milletvekili, yazar, Türkiye Yayınevi kurucusu, Türkiye Köylü ve Adalet Partisi kurucusu.
V
Veli Rıza Paşa (1842- 1908) Müşir, Harbiye Nazırı
Y
Yusuf Ziya Paşa: Maliye Nazırı (1871, 1877 arası üç kez) Maarif Nazırı, Darüşşafaka Kurucusu (İstanbul Sevi’nin Darüşşafaka ile ilgili notları açıklayıcıdır)
Yakup Şevki Subaşı : Orgeneral, Ermeni Kırımı’ndan Malta Sürgünü,
Z
Zekai Okan : Orgeneral, Genelkurmay II. Başkanı, Büyükelçi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *